AKIL OYUNLARI  

Posted by basketçi



Basketbol aslında çok basit, basketbol topunu sürüp, pas veya şut atılarak oynanılan bir oyun. Basketbol gerçekten çok kolaydır ancak koçların asli görevi bu oyunu zorlaştırarak rakibine oranla fark yaratabilmek olduğu için dışarıdan bakana karışık ve keşmekeş gözükebilir.

Bazen basit bir aldatma hareketi dahi gözümüze çok zekice görünebilir. Michael Jordan’ın potanın altındayken sanki vazgeçip geri dönmek istermiş gibi yapıp sonra son sürat potaya yüzünü dönüp attığı turnikeyi tüm New York Knicks oyuncuları ağızları açık izlemişlerdi.

Bazen akıl kısacık bir taktiğin içinde yatar. Telekom- Panionios maçının sonunda Telekom önde ve orta saha çizgisinden topu oyuna sokacak. Sunter molayı alıyor.
Kural gayet basit, kendi sahandan topu 8 saniye içerisinde karşı sahaya geçirmek zorundasın ama maçın bitmesine sadece 6 saniye var ise bunu yapmak zorunda değilsin.
Telekom’da rakibin hiç beklemediği bir şekilde bunu yaptı ve topu ileri doğru sürmek yerine geriye doğru sürdüler ve şaşkın Yunanlılar faul dahi yapamadılar.

Koçların akıl oyunları saha dışında da devam eder. Rakip takımın soyunma odasını dinlemek için dış pencereden kulak misafirliği yapanlar hatta sesi duyamayınca tırmananlar, yan odadan duvara dayanan bardakla ses analizleri, mola esnasında tesadüfî olarak çözülen bağcıkların tam da rakip benchinin dulda gözükmeyen ama dinlenilebilir bir köşesinde bağlanması. Cezalı olan veya faul sayısı artan ama daha iyi oynayan ikiz oyuncunun bir anda formasını ikiziyle değiştirmesi gibi belki akıl oyunlarından ziyade cinlik ve hinlik diyebileceğimiz atraksiyonları sergileyen koçları da bu camiada gördük.

Japonya 2006 WC esnasında Brezilya ile oynadığımız maçta büyük şutörlerden Barbosa çok kritik iki serbest atış atmak üzere faul çizgisine geldi. Atışları atacak ama ne mümkün tam topu eline almak üzere, cart diye Tanjevic’in molası geliyor. Barbosa’nın o anda serbest atış çizgisinde geçirdiği zaman kadar Dünya Kupasının genelinde süre alamayan oyuncular vardı. Barbosa tam atış için topu hakemden alacakken, cart tekrar mola. Molaya git gel, serbest atış çizgisinde dur dur büyük şutör Barbosa konsantreyi dağıtıyor ve her iki atışı da kaçırıyor. Sonuç olarak milli takımımız 2002 yılında Machado’nun Mirsad’ın üzerinden soktuğu üç sayılık basket ile kaybettiği maçın rövanşını sinsice bir taktikle almış oluyor.

Kurallar Değiştiren Akıl Oyunları
 Ufuk Sarıca İtalya’da yapacağını yaptı hem de bildiğimiz o üç sayılık bombaları ile değil zekâsıyla.

Koraç Kupası finali; Milano Gentile ile 3lük bulmuştu ve tam saha baskı yapmak üzere sahaya dizilmişti ama bir tuhaflık vardı, topu kenardan oyuna sokmaya giden Ufuk Sarıca maçın bitimine 4 saniye kala topu bir türlü oyuna sokmuyordu. Murat Murathanoğlu Ufuk'un niyetini anlamıştı ve kupa bizim kupa bizim diye bağırmaya başlamıştı bile.

Hemen bunun üzerine Orhun Ene'nin oyunun sonlarında  süreyi durdurmak için top çıkaran oyuncunun elindeki topa vurarak süreyi durdurması ve hakemin bir daha yaparsan teknik faulu çalarım işareti gözümün önüne geldi. Hatta Orhun bununla da yetinmeyip ikinci seferde aynı şeyi yapıp hiç süreyi işletmeden rakip takımı serbest atış çizgisine götürürdü.
Daha sonraları Ufuk Sarıca'nın ve Orhun Ene'nin bu kıvrak zekâları sonucunda ortaya çıkan durumları önlemek için kurallar değişti, artık oyunun son 1 dakikasında her ne olursa olsun basketten sonra bile süre çalışmıyor ve topu kenardan çıkartan oyuncuya müdahale edilirse 2 atış ve rakibin  topu kenardan oyuna sokması ile cezalandırılıyorsunuz. FİBA belki de bu kuralların adını Ufuk Sarıca, Orhun Ene kuralı olarak koyup öyle değiştirmeliydi.
.

Bazen yöneticiler akıl oyunlarına başvururlar, Faruk Süren eski basketbolculardan Hakan Yörükoğlu’nu Fenerbahçe’ye kaptırmamak için; "Sen git onlarla anlaşma imzala, ama vazgeçebilirsin, onun için, bir de bizimle anlaşma imzala" dedi. Hakan onu da, imzaladı. İki ayrı anlaşma, iki ayrı kulüp ve Hakan cezalı duruma düştü. Cezadan kurtarmak için, Galatasaray, Hakan’la yaptığı anlaşmayı yırtmaya hazırdı, ama Fenerbahçe’den para istiyordu.

Süren cinlik yapmış, Fenerbahçe fena halde oyuna gelmişti. Fenerliler intikam ateşiyle yanıp tutuşuyordu. Fırsat için çok beklemediler. Galatasaray, Paul Affeaki isimli bir Amerikalı basketçi getirdi. Bir gece yarısı üç Fenerli, basketçiliğini anlamak için Affeaki’yi kaçırdı, ama geri götürüp bıraktı. Çünkü pasaportuna Galatasaray el koymuştu.

Affeaki Amerika’ya gidecek, ailesini alıp Türkiye’ye dönecekti. Galatasaraylılar Amerikalıyı uçağın kapısına kadar getirdiler. Uçak havalanınca Galatasaraylılar gönül rahatlığı içinde, havaalanından ayrıldılar. Uçak Londra üzerinden Amerika’ya gidiyordu.

Affeaki Londra’da indi, birkaç saat sonra yeniden İstanbul’a uçtu. Cebinde Fenerbahçelilerin verdiği Londra-İstanbul bileti vardı. Pasaportu artık yanındaydı. Ancak bir sorun vardı. Affeaki’nin tek bir giriş vizesi vardı. Giriş yapması mümkün değildi. Kaldı ki Yeşilköy Havaalanı Müdürü koyu bir Galatasaraylıydı.

KOCADAĞ DEVREDE

Çözümü İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı, Fenerbahçe Yönetim Kurulu üyesi Hüseyin Kocadağ buldu. "Uçaktan indikten sonra, giriş yapmasın, biz onu alandaki büroda saklarız. Türkiye’ye kaçak sokacağız. Ama gece 02.00’ye kadar bekleyecek, çünkü havaalanı müdürünün nöbeti o saatte bitiyor."

Affeaki, Emniyet Müdür Yardımcısı Hüseyin Kocadağ nezaretinde Türkiye’ye kaçak girdi.

Ertesi gün 1907 Derneği’nde "Hakan’ın töreni" vardı. Galatasaray yöneticileri 1907 Derneği’ne gelecek, Hakan’ın Galatasaray’la imzaladığı anlaşmayı Fenerbahçe’ye satacak, Hakan da cezadan kurtulacaktı. Öyle de, oldu.

Kadehler bu anlaşma şerefine kalkarken, Galatasaraylılar gözlerine inanamıyordu. Affeaki, Fenerbahçe formasıyla arka odadan çıktı. Bir saat önce Fenerbahçe ile imzaladığı anlaşmayı havaya kaldırmış, sallıyordu. 1907 Derneği Hakan’da oyuna gelmenin intikamını fena almıştı.
(Hakan Yörükoğlu-Affeaki olayı birebir Yalçın Doğan’ın yazısından alınmıştır.)

İLKER KESER
http://naumoski7.blogspot.com/
Basketbol, NBA, TBL, Euro Leage, NCAA, Eurobasket, Euro Cup, Uleb Cup, 12 Dev Adam, Spor, Beden Eğitimi
Paylaş

This entry was posted on 18 Ocak 2010 Pazartesi at 08:30 . You can follow any responses to this entry through the comments feed .

1 yorum

Alternatif Spor Medyası, Bloglar.. Basketbol ve spor bloglarına dair her şey bu yazıda..

http://www.fanatikbasket.net/blog.asp?id=274

18 Ocak 2010 23:48

Yorum Gönder

Related Posts with Thumbnails