DÜNYADAKİ ANTRENÖRLERE TEK TEK SORALIM  

Posted by basketçi


Hiç üşenmeyelim dünyadaki tüm basketbol antrenörlerine tek tek soralım; Eğer bir takım kuracak olsanız Mehmet Okur’u mu kadronuza alırsınız yoksa Fatih Solak’ı mı?
Bu işten zerre kadar anlayan her insanın vereceği cevap gibi onlarda doğal olarak Solak yerine Okur’u tercih edeceklerdir. Yalnız ne hikmetse bizim milli takımımızda ülkemizin yetiştirdiği en büyük sporculardan biri olan Mehmet Okur kadroya dahi alınmıyor. Koç’un tercihi deyip atmak kolay ancak söz konusu şey milli menfaatlerimiz ise bu bir kişinin tercihine hele bir yabancının tercihine bırakılamaz diye düşünüyorum. 2003 yılından beri yatırım yapılan bir takım. 87 doğumluların ana arterini oluşturduğu iskelet 2010 dünya şampiyonası için hazırlanıyor. 2010 için hazırlanmak en doğal hakkımız ancak biz bu hazırlığı 2005, 2007 ve 2009 avrupa şampiyonalarını olası madalya şansımızı geri teperek hazırlanıyorsak nerde kaldı bizim ülke menfaatimiz.
Bakın bu takımın 2010 yılında skoru sürükleyecek oyuncusu olarak lanse edilen Cenk Akyol Oktay Mahmuti tarafından ona verilen onca şansa rağmen takımında dahi tutunamadı, hatta Galatasaray Cafe Crawn takımına kiralık gitmesine rağmen orda bile istediği süreleri bulamayıp, Murat Kaya’nın arkasında kaldı. Şimdi bakıyoruz A Milli takımımızın kadrosunda dahi yok.
Demek ki neymiş dereyi görmeden paçaları sıvamamak lazımmış. Hele bir 2010 yaklaşsın, turnuva düzenle özel kamp programları organize et ve katıldığın her turnuvada en iyi oyuncularınla mücadele et.
Bana hala birçok mesaj geliyor ve Mehmet Okur vatan haini yinemi gelmedi diyorlar.
Bu olacak iş değil, ülkemizin yetiştirdiği en büyük sporculardan biri vatan haini damgası yiyor. Buna gönlüm asla razı gelmiyor. Kaya Fenerbahçe Ülker’in bütün pota altı oyuncularını adeta denize döktü. Bakıyorsunuz Kaya da milli takımda yok ama denize dökülen tüm Fenerbahçe Ülker oyuncuları kadroda. Engin Atsür ağır bir sakatlıktan çıktı, 6 aydır eline top bile değmedi ama milli takımda var. Tutku Açık yok, Hakan Köseoğlu yok. Sabit fikirlerle hiçbir yere varamayız. Plana sadık kalmak demek, 2003 yılında hazırladığın planı 2010’a kadar hiç şaşmadan uygula demek değildir. Plana her zaman aktif değişkenler ve eldeki imkanlar dahil edilmelidir.
Fatih Solak ligimiz için değerli bir oyuncudur ancak Fatih Solak’ın olduğu kadroda Mehmet Okur yoksa Ermal Kurtoğlu yoksa, Kaya Peker yoksa hatta ve hatta Hüseyin Beşok dahi yoksa ben bu işte bir mantık hatası ararım.
Sen NBA şampiyonluğu görmüş All Star pivotunun üzerinden tek bir set dahi hazırlama hatta potaya sırtı dönük rakibi ile birebir bırakıp tek bir pozisyon dahi hazırlamadan Okur’dan verim almaya çalış. Herhalde dünya basketbolundaki rakiplerimiz bu anlayışa şapka çıkartıyorlardır. Milli takım koçumuz yıldızlara inanmadığını ve kişiye özel sistem hazırlayamayacaklarını söylüyor ama Mehmet Okur her seferinde halkı tarafından Nowitzki ile kıyaslandığı için asla beğenilmiyor.
Mehmet Okur dururken bakıyorum, Fatih Solak ulusal takımımızın pivotu olarak sahaya çıkıyor, adım gibi eminim ki Tanjeviç; Semih Erden ile oynamayı her zaman her yerde Mehmet Okur’la oynamaya tercih eder çünkü Semih Erden’i basmakalıba sokabilirsin ama Mehmet Okur çok özeldir. Mehmet Okur’la oynayabilmek için modern basketbol bilginiz en üst düzeyde olmalıdır. Özellikle sahada oyuncularına attığı fırçaları düşünün: Semih Erden’e bağırmak kolaydır çünkü onu milli takımda ilk kez siz oynatmışsınızdır ve daha gençtir ama Mehmet Okur’a bağırmak her pozisyonda onu haşlamak nerdeyse imkânsızdır.

Dirk Nowitzki her maç harikalar yaratıyor bizimkiler sayı dahi atamıyorlar diye hem medyada hem de kamuoyunda derin bir serzeniş yankılanıyordu. Ahali ne bilsin Alman milli takımının her hücumu Nowitzki üzerinden yaptığını ama bizim milli takımda yıldız oyuncu diye bir ayrımın olmadığını ve Okur’un üzerinden oynanan tek bir setin dahi bulunmadığını nerden bilsin.
Mehmet Okur bütün bu olumsuzluklardan etkilenerek ortaya sakatlık balonu uçurup milli takım formasını terletmekten kaçınmıştı.
Fatih Solak, Semih Erden, Ermal Kurtoğlu, Kerem Gönlüm, Oğuz Savaş, Kaya Peker gibi isimler çok değerli oyuncular ve mücadeleye dayalı oyunu asla bırakmayan hep ribaunt kovalayan dahası kariyerleri boyunca az süreler almaya ve süre paylaşmaya alışmış oyuncular ile her zaman dünya altıncılıkları alabiliriz elemelerde ortalığı silip süpürebiliriz ama asla şampiyon olamayız. Şampiyonluk büyük oyuncular ile kazanılır, evet bu isimler olmadan ve hâlihazırda sergiledikleri performanslarını sergilemezlerse şampiyonluk yine kazanılamaz ama Mehmet Okur gibi fark yaratan oyuncular olmaz ise madalya sadece hayal olur.
Şimdi bu kadroya baktığımızda yine Oğuz Savaş dışında sırtı dönük top alıp oynayabilen yüzü dönük tehdidi olan başka bir oyuncu göremiyoruz. Göreceksiniz usta koç Oğuz Savaş’ı da 12 kişilik kadroya almayacak.
Göreve ilk geldiği andan beri usta koçun uyguladığı rotasyon sisteminin bizim ülke insanımıza asla uymadığını yapısına ters geldiğini hep söyledik durduk. Son final serisi de buna en iyi örnek oldu.
Ataman tam sahada baskı yaptı, usta koç oyuncu değiştirdi
Ataman pota altında top alan efsane oyuncu Mirsad’a ikili sıkıştırma ile yardım getirdi, usta koç oyuncu değişikliği yaptı.
Ataman kazanılan ve çok kritik olan 3. maçta sisteminde hiç olmamasına rağmen alan savunmasına geçti, usta koç oyuncu değiştirdi.
Ataman bazen de gereksiz yere olsa dahi takımını 4 kısa ile oynattı, usta koç oyuncu değiştirdi.
Oyuna bir girip bir çıkan oyuncular asla ritim bulamadılar, tam ritim bulduklarında ise kendilerini kenarda buldular.
Milli takım hepimizin takımı, ben her zaman olduğu gibi millilerimizin her maçı almaları için dua edeceğim. Söz konusu ülke menfaatleri ise gerisi teferruattır. Eğer ülkemiz başarılı olacaksa değil Mehmet Okur, isterse Hidayet Türkoğlu da onunla beraber oynamasın ama yeter ki başarılı olalım. Koskoca altın bir jenerasyon yok olmak üzere 79 jenerasyonu artık 30 yaşında. Bir madalya alacaksak 2009 bunun tam vaktidir diye düşünüyorum.

İlker KESER
basketci14@gmail.com

FIRÇA İLE GELEN MAÇ  

Posted by basketçi


Sinan geçen yaz milli takımımızın en patlayıcı en iyi savunma yapan en hareketli oyuncusuydu. Ataman kariyeri boyunca yaptığını yani gittiği takıma bildiği oyuncuları peşinden sürükleme alışkanlığını yine gösterdi ve Schumpert ve Kaya’nın yanına Sinan’ı da Efes Pilsen’e getirtti. Sinan transferinden sonra Thorton transferini duyunca eyvah dedim. Çünkü bu iki oyuncu aynı tarz ve aynı işi yapan oyunculardı. Nitekim Sinan bench’in derinliklerine inerek nerdeyse kayboldu. Efes’in Euro Leage macerası kötü giderken bunu yazılarımla dile getirmiştim. Sinan final serisinin 3. maçına Solomon’a yaptığı savunma ve çaldığı toplarla damgasını vurdu.
Efes Pilsen’in son şampiyonluğunda Mustafa Abi’nin Halid El Amin’e yaptığı savunma zaferi getiren en önemli unsur olmuştu. Serinin kalan maçlarında tıpkı Mustafa Abi’nin Beşiktaşlı Amin’e yada Tofaş’ın şampiyonluklarında Kelepçe Alper Yılmaz’ın Naumoskiye yaptığı savunma gibi Sinan Solomon’a yapışmalı ve onu sahadan silmeli yoksa doğru düzgün şut atamayan, ribaunt hiç alamayan hızlı hücumdan bihaber olan Efes Pilsen bu senede şampiyonluğu rakibi FB Ülker’e kaptıracak.
Aslında Ataman yatsın kalksın Tanjevic’e dua etsin. Çünkü maçın tam kırılma noktası Solomon’un kaptırdığı bir toptan sonra koçundan küçük bir çocukmuş gibi en az 3 dakika kesintisiz fırça yemesi Solomon’u doğal olarak oyundan düşürdü. Sonrasında ne olduysa oldu, Efes önce Thorton ile mucize sayılar buldu sonra yediği fırça ile kafası maçtan giden Solomon topu Sinan’a hediye etti. Son topta Ataman 5 kısa ile sahaya çıkarak maçın uzatmaya gitmesine neden olarak hediyeye hediye ile cevap verdi. Ataman uzatma da Sinan’dan vazgeçseydi büyük hataya düşerdi. Ancak tıpkı skor üretmede çok zayıf düşen Charles’dan vazgeçmesi gibi doğru karar vererek Sinan ile devam etti.
Efes Pilsen seriye devam ediyor ancak gelecek sene bu sıkıntıları çekmek istemiyorsa üst düzey klas bir oyuncuyu kadrosuna katmalı.

_Hedo Kobe’ye Şapkayı Taktı_

NBA finalleri de ligimizle birlikte final serisini eş zamanlı oynuyor. BU kez finalde Hidayet’in organizasyonu ile hücum eden Orlando Magic var. Serinin başından bu yana şampiyonluk favorisi olarak Lakers’ı görüyorum çünkü Cavs karşısında dahi zorlanan Magic’in şimdi karşısında tıpkı Lebron gibi bir bela yani Kobe var. Yalnız Cavs Lebron dışında Magic’e direnen 2. bir isim çıkartamamıştı. Şimdi ise hem çok iyi savunma yapan bir Lakers var hem de Süpermen Howard’ın arkasında duracak dahası onu hücumda epey bir terletecek olan Gasol gibi Odom gibi Bynum gibi hatta Walton gibi hareketli sayı yapabilen blok yapabilen kaliteli bir uzun rotasyonu var. Cavs uzunlarında ahı gitmiş vahı kalmış Ben Wallece her şeye rağmen savunmada iş yaparken hücumda dökülüyordu, Big Z ise hücumda coşup savunma da aksıyordu. Lakers uzunları ise oyunun her iki yönünü de çok iyi oynayabilen derin uzun rotasyonu ile Magic’i baya uğraştıracaklar.
Orlando’nun şampiyonluk için tek şansı kendi oyununu rakibe kabul ettirip bol miktarda 3 sayı isabeti ile oynamalarından geçiyor. Tüm zorluklara rağmen Howard bundan sonraki maçlarda 20 sayı 10 ribaunt ortalamasının altına düşmemeli.
Hidayet mükemmel oynuyor serinin 2. maçında Kobe’ye yaptığı blok bir yana son topta kenardan verdiği pas muhteşemdi ama çaylak oyuncu Courtney Lee hayatının fırsatını ıskaladı ve takımını galibiyetten etti.
Lakers’ı Magic’in önünde görmemein bir sebebi daha var. Orlando en son Shaq ile beraber 14 yıl önce final oynamıştı. Lakers ise geçen senenin finalistiydi dahası Orlando kadrosunda daha önce final oynayan tek oyuncu bulunmazken Lakers da bırakın geçen sene final oynayan oyuncuları Kobe ve Fisher’in parmaklarındaki yüzüklerin ışıltısı Magic’e yeter. Koçlarada baktığımızda Gundey ilk finaline çıkarken Zen Master’ın evdeki yüzükleri takımındaki tüm oyunculara tek tek yetebilecek sayıda.
Hidayetli Orlando umarım zoru başaracak ve Mehmet Okur’dan sonra ikinci kez göğsümüzü kabartacak.

_GS Cafe Crown Artık Daha Çevik_

Tüm Galatasaray taraftarları takımlarının başına Erman Kunter, Orhun Ene, Oktay Mahmuti gibi koçların geçmesini istiyor ve bekliyorlardı. Açıkçası be bu isimlerin hiçbirinin Galatasaray’a geleceğini düşünmüyordum. Çünkü Nur Germen gibi Levent Topsakal gibi Cem Akdağ gibi Murat Özyer gibi isimlerin harcandığı bir ortama kimse ismini yazdırmak istemez diye düşünüyordum. Okan Çevik’i Yıldırım Spor’un başında olduğu dönemlerden beri takip ediyorum. Galatasaray taraftarlarının bir çoğu bu transferi hedef küçültme olarak yorumluyor. Galatasaray çok köklü bir camia, ne zaman başı sıkışsa hemen kafayı liseye çeviriyor. Kendi liselisi Murat Özyer takımın başından ayrılıyor hemen bir başka liseli Koray Mincinözlü takımın başına geçiyor. Cem Akdağ’ın kız takımından ayrılmasıyla yine kendi liselisi Okan Çevik’e yönelmişlerdi. Okan Çevik’in kız takımı ile yaşadığı Avrupa şampiyonluğunu başarısını erkek takımına yansıtması tüm taraftarların dileği ama başarılı olamazsa nasıl olsa bir liseli daha bulur çıkartır ve takımın başına getirirler.

_CEYHUN YILDIZOĞLU FARKI_

Bayan milli takımımız Avrupa şampiyonasına çok iyi bir başlangıç yaptı. Son maçta Sırbistan’ı da yenerek bir üst guruba çıktılar. Ceyhun Yıldızoğlu’nun 16 yaşında Botaş forması ile 1. ligde oynatmaya başladığı Şaziye’nin önderliğinde çok iyi maçlar çıkartan periler umarım madalya alıp yurda öyle gelirler.


İlker KESER
basketci14@gmail.com

Related Posts with Thumbnails