TANJEVİÇ GÜNCESİ  

Posted by basketçi

Tanjeviç yapı olarak çok eski tarz ve eski kafalı bir çalıştırıcıdır. Basketbolu çok iyi bilir ama her basketbolu iyi bilen iyi öğretecek diye bir şey söz konusu değildir üstelik her iyi bilenin bildiğini öğretme metodu farklılıklar gösterir ve bu metotların her topluma uymasını asla bekleyemeyiz.
Tanjeviç yapı olarak devamlı bağırıp çağıran, oyuncularını her an azarlayan fırçalayan sanki hiçbir şeyden memnun değilmiş gibi tavırlar sergileyen bir yapısı var.
Bu tarz bir hoca tabiî ki koskoca Avrupa şampiyonasına giderken; onca eksiğine rağmen Mirsat , Ömer , Hüseyin gibi oyuncuları götürmeyi tercih etmez çünkü Semihe Endere Cenke çok kolay bağırıp çağırabilir ama yaşlı diyerek kılıf uydurup kadroya almadığı koskoca Ömer Hüseyin ve Mirsata bu körpe gençlere bağırdığı gibi bas bas bağıramaz.
Bağırsada Sırbistan’daki turnuva gibi geri teper.
Tanjeviçi geçmiş dönemlerdeki takımlarına baktığımda, yaşım itibarı ile üç kez Koraç kupasında final oynayan Stefanel Milano takımından hatırlıyorum.
Takımın yıldız oyuncularından Fucka , Bodiroga ve Gentile gibi yıldız oyuncuların altyapısını kendi vermişti ve onlara istediği gibi hükmediyordu ama Warren Kid gibi değerli bir Amerikalı oyuncuyu da çocuk gibi azarlayınca bir yerde bir kopukluk oluyordu ve 3 kez üst üste gelinen finalde biride Efes Pilsen’e olmak üzere başlar önde ayrılıyorlardı.
Tanjeviçin en büyük başarısı ise İtalya ile yaşanılan Avrupa Şampiyonluğudur…
Orada da yine Fucka ,Meneghin gibi oyuncuları etkisi altına alıp De Pol gibi Mian gibi sınırlı kapasitede olup milli takıma beklide başka bir çalıştırıcının asla almayacağı oyuncular ile başarıya gitmişti.Orada da De Pol ve arkadaşlarına benim sayemde buradasınız mesajını her fırsatta vererek onları kontrol altında tutuyordu.Hatta Pozeco gibi üst düzey bir oyuncuyu kurban ederek bakın isteklerimi yerine getirmeyen yıldız dahi olsa takımımda yeri yok mesajını sağlam bir şekilde vererek takımı Bonora gibi kısıtlı yeteneklere sahip bir oyuncuya teslim etmişti.(sahi bizim milli takımımızın oyun kurucusu Real Madrid takımının oyun kurucusumuydu yoksa sıradan isimlermiydi…)
Tanjeviçin bu sistemi ile hemen her turnuvada elde ettiğimiz en kötü derece 6.lık olur ama biz kadro itibarı ile oyuncularımızın seviyesini göz önüne alarak önümüzdeki 2 Avrupa şampiyonasından en az birinde altını almış, altına ulaşmış olmamız gerektiğini düşünüyorum.
Kendini göstermek isteyen bu gençler ile sınırlı kapasitesi olan (fatih solak gibi...) oyuncular ile takım olarak gözükmek kolay, oysaki asıl önemli olan ve bizi başarıya götürecek olan yıldız oyuncular ile bunu başarabilmek.
Dünya Şampiyonasında Japonya da ki takımı izlemek tabiî ki hepimizin hoşuna gitti ama önemli olan o takımı yönetmek değil, mühim olan Mirsatlı,Hidayetli,Mehmet Okurlu,İbrahimli,Ersanlı,Serkanlı,Hüseyinli,Ömerli,Kerem Tunçerili kadroyu yönetmek.Yoksa Japonyada ki takımı yönetmek zaten kolay.
Peki, ben sormak istiyorum; Japonya’daki takımın herhangidir organizasyonda şampiyonluk şansı var mıdır?
Bide yukarıdaki isimlerle turnuvaya gitmek var hiç olmazsa bir ümidi olur insanın.
Tanjeviç’in oynattığı sistem asla bizim tarzımıza uyacak bir yapı içerisinde değil, en iyi oynayan oyuncuyu pat diye kenara alıyor, bir daha girdiğinde ise soğumuş oluyor ve ritim bulamıyor. Sırf bu tarzı bile bizim insanımızın dilinden hiçbir şekilde anlamadığını ortaya koyuyor.
Her takım oyun kurucusu kadar konuşur sözüne göre bizim milli takımımız hem sağır hem dilsiz.
Ferasyon’un Tanjeviç’ten önceki en büyük yanlışlığı 2001den beri oyun kurucu eksikliğine rağmen halen bir yabancıyı devşirip oyun kurucu açığını kapatamaması.
Bakın Ruslar bile Amerikalıyı Rus yaptılar.
Slovenler Ariel Mc Donald’ı milli takımların da oynattılar (2001'de bizi yenen takımın oyun kurucusu idi, bende sahada canlı izledim)
Gürcüler eski Ülker’li Shammond Williams’ı oynatıyorlar. İsrailliler yıllardır bu işi yapıyorlar David Sharp her daim milli takımda.
Ruslar Amerikalı oyun kurucu ile şampiyon oldular biz kaldık elimizde altın bir kadro ile sadece bir 2.likte.
Tam da Tanjeviçten acaba kurtulabilir miyiz? Acaba milli takımı bırakır veyahut ta kovulur mu? Düşüncelerini kafamızdan geçirirken bir anda onu Fenerbahçe Ülker Spor basketbol takımında efsane çalıştırıcı Aydın Örs’ün yerinde bulduk. Yani biz ondan kurtulmayı beklerken o içimize daha da girmişti.

İşsiz bir şekilde dolaşırken 2 tane NBA oyuncusu(Memo-Hedo), 2 tane Avrupa’nın en elit oyuncusu(İbrahim-Mirsat), 2 tanede potansiyel NBA oyuncusu(Ersan-Cenk) ve çok iyi bir kadro derinliği olan(Tunçeri-Serkan-Tutku-Ömer-Muratcan-Beşok-Cevher… anti parantez sadece milli takımda olmayanları yazdım) milli takımımızın teklifine balıklama atlayan Tanjeviç ayak oyunları ile Aydın Örsü koltuğundan etti.
Güya İtalya’dan ve İspanya’dan teklifler varmış da oraya gitmesindense Türkiye’de çalışması daha doğru olurmuş milli takımımız açısından.
Şimdi anlayamadığım bazı şeyler var.
Nasıl oluyor da 27 yaşındaki Kerem Tunçeriyi yaşlı diye milli takıma almayan Tanjeviç Keremin yerine milli takıma aldığı Hakan Demireli kupa finalinde Efes Pilsen karşısında 1 dakika bile oynatmazken 37 yaşındaki Damir’i o kadar sahada tutuyor.
Milli takıma almayı uygun bulmadığı bir diğer önemli oyuncu olan Ömer Onan’ı sahada en çok kalan 2. oyuncu olarak görüyoruz ve rakibin en iyi oyuncusunu sahadan silerek şampiyonluğu getiren oyuncu olduğunu görüyoruz. O savunmayı gören herkes keşke milli takımda da olsaydı demiştir herhalde.
Ya Tanjeviçin getirdiği Slovenlere ne demeli maça uzun olanı ile başladı ama maç boyu yine milli takıma almadığı Oğuz Savaş ile oynadı. Euro Leage’de alınan son galibiyetlerde de yine Oğuzun imzası var.
Milli takımı 2010 masalı ile uyutan usta koç Tanjeviç, herhalde Fenerbahçe Ülker’i de 2010 masalı ile uyutamayacağını anlamış olacak ki, doğruları kulübünde tez elden uygulamaya geçmiş…
Aziz Yıldırım başarıyı, her daim kovalayan bir başkan. Tanjeviçte bunun farkında olmalı; kendisi için şampiyon koçunu kovan başkanın eğer sene sonunda takımı şampiyon yapmazsa onu kovacağını çok iyi biliyordur herhalde.
Milli takımda Aydın Örs’ün uzun zamanda yarattığı milli takımı kolayca dağıtan Tanjeviç, Fenerbahçe Ülker takımı ile başarıyı bir an önce yakalamak için hazır olan ve birlikte oynamaya alışmış olan takımı bir arada tuttu. Ömer, İbrahim, Damir, Solomon, Semih, Oğuz, Mirsat birbiri ile oynamaya alışmış bir ekip. (bu oyunculardan Semih ve Solomon hariç hepsi daha önceki yılda yine şampiyon olan Ülker Sporda beraber oynuyorlardı.
Milli takıma gelince benim için bütün oyuncular aynıdır ben yıldız oyuncu bilmem topuda eşit paylaştırırım diyen Tanjeviç, milli takımda koskoca Al Star pivotumuz üzerinden tek bir set hazırlamazken bakıyorum da kulüp takımında tüm ipleri Solomona vermiş bile, üstelik milli takım kendi sahasını 4–5 saniyede geçerken Fenerbahçe Ülker hücuma jet hızı ile başlıyor.


Basketbolumuza çok uzak olan Tanjeviçin basketbolumuza açtığı yaralar elbet bir gün kapanır ama bu yaraların açılmasına vesile olanlar bir an önce uyan salarda daha çabuk yara sarmaya başlasak.





İLKER KESER

This entry was posted on 4 Mart 2008 Salı at 12:41 . You can follow any responses to this entry through the comments feed .

0 yorum

Yorum Gönder

Related Posts with Thumbnails