TANJEVİC’İN TERCİHLERİ  

Posted by basketçi

Chris Lofton Beko All-Star 3 sayı yarışmasında değerlendiremediği şutların hepsini Fenerbahçe Ülker’e saklamış. Eski Tennessee yıldızı çok üst düzey bir oyuncu ama Mersin Büyükşehir Belediyesi Lofton’un 13 adet 3 sayılık basketi ile gelen 47 sayısı sayesinde maçı kazanmadı, maçı kazandıran en önemli faktör takım halinde yaptıkları oldukça sert savunma oldu.
Mersin ekibi yabancı tercihlerini öncelikle bilindik oyunculardan seçerek sürprizlerin önüne geçmiş. Kimani Friend ve Eddie Basden Beşiktaş ve Fenerbahçe taraftarlarının çok sevdiği oyunculardı. Lofton, yakın gelecekte Euro Leage de izleyeceğimiz önemli bir NCAA yıldızı. Oyun kurucu olarak oynayan Lester Mc Calebb bire birde rakibini çok çabuk geçebilen saha görüşü oldukça geniş olan bir oyuncu. Bugüne kadar oynadıkları tüm maçları büyük bir mücadele ile oynayan ve kaybettiği maçları dahi son toplarda kaybeden Mersin B.B play off’lar için ciddi bir bende varım mesajı verdi rakiplerine.
_Tanjevic’in Tercihleri_
Koç Tanjevic ülkemize ayak bastığı andan itibaren yaptığı tercihler ile kamuoyunun genelinde hep eleştirildi. Solomon geçen iki sezonda taraftarın adeta sevgilisiydi ve bu takımın bel kemiğini temsil ediyordu. Tanjevic bu sezonun başında Solomon’u tıpkı İbrahim Kutluay gibi istemedi. Aslında kulüp basketbolunda bir koç herhangi bir oyuncuyu istemeyebilir çünkü yerine sınırsız alternatif şansınız olabilir ancak gelen oyuncu giden oyuncunun ayarında olmalıdır ki takım içindeki dinamikler yerinden oynamasın. Fenerbahçe Ülker geçen seneki sistemi ile oynamasına rağmen geçen yılın çok uzağında. Solomon’un gitmesi ile takım sadece liderini değil böyle sıkıntılı maçlarda winner özelliğini öne çıkartıp takımı maçın içerisinde tutan adamını da kaybetmiş oldu.
Solomon’un yerine gelen oyun kurucu gerek fiziksel özelliklerinden gerekse daha önce hedefleri bu kadar yüksek bir takımda yer almamış olmasından doğan zorluklarla uğraşmaktan takımın yükünü sırtlamaya fırsat bulamadı. Günümüz basketbolunda oyun kurucuların boyları dahi 1,94 civarı olduğu için karşısında Marques Green’i gören herkeste şut atma isteği doğuyor. Her önüne gelen Marques Green’in üzerinden şut attığı gibi kritik anlarda rakibin üstünden şut atmanız gibi bir olasılığınızda ortadan kalkmış oluyor. Geçen yıllarda Solomon’dan bunu sıkça görmeye alışmış olan Fenerbahçe Ülker seyircisinin gözleri bu anlarda ortaya çıkacak birilerini arıyor.
Sezonun başında bu görevi ben dâhil herkes Gricek’den bekliyorduk ancak Gricek sakatlanınca işler iyice karıştı. Sakatlıktan çıkan oyuncunun da birden bire Rıdvan Dilmen edasıyla sahaya çıkıp sanki hiç sakatlanmamış, maç ve idman kaçırmamış gibi oynamasını bekleyemeyiz.
Bu noktada Tanjevic’in iki tane tercih hatasını görüyoruz:
İlki zaten aşikâr; Solomon yerine Marques Green tercihini dünyada yapacak başka bir koç herhalde yoktur. İkincisi ise ilkine nazaran daha da ağır çünkü Solomon’un ardından İbrahim Kutluay’ın takıma dönmesine izin vermeyerek takımı hem lidersiz bıraktı hem de Gricek’den faydalanamadığı dönemlerde onu aratmayacak olan bir oyuncuyu da kaybetmiş oldu. Gricek ve Devin Smith iyi oyuncular ancak lider ruhlu değiller, skor artıyorlar ama içlerinde takımı sürükleme gibi bir güdü yok. Oysaki bu güdü hem Solomon da hem de İbrahim Kutluay da fazlasıyla vardı. Gricek ve Devin Smith’i bir kenara bırakırsak bu işi yapabilecek iki kişi daha göze çarpıyor ancak bunlardan Damir Mrsıc oldukça yaşlı Emir Preldzic ise oldukça genç. Keşke sene başında Aziz Yıldırım daha önce Damir Mrsıc olayında olduğu gibi İbrahim Kutluay’ında arkasında dursaydı ama eski defterler çok kalın olduğu için bunu göz ardı etti. Solomon’un takımdan ayrılması bir nevi kendi tercihiydi çünkü ya Bogdan Tanjevic ya ben diyerek kapıları kendisi kapatmıştı ama İbrahim Kutluay bu formayı giymeye oldukça hevesliydi.
Koç Tanjevic ülkemizde kaldığı sürece yaptığı tercihler hep tartışılacak gibi;
*Mehmet Okur yerine Semih Erden’in milli takımda el üstünde tutulması.
* Milli takıma yıllarını vermiş milli takım forması giyerken sakatlanarak kariyerini sekteye uğratmış olan Hüseyin Beşok’u Fransa ligi (Pro A) MVP’si olduğu dönemde bile milli takıma almaması onun yerine Fatih Solak’ı alması. (2010 yılında yaşlı olacağı için milli takıma alınmayan Hüseyin Beşok en son oynanan Fenerbahçe Ülker-Galatasaray Cafe Crown maçında 23 sayı atarak takımını zafere ulaştırmıştı.)
*Kerem Tunçeri’yi Ömer Onan’la beraber çok önemli turnuvalar da kadroya almadı, özellikle en formda olduğu İspanya döneminde İspanya da Real Madrid’in salonunda oynanan maçlara Kerem Tunçeri yerine Hakan Demirel’i tercih etmesi.
*Tutku Açık gibi saha görüşü, pas yeteneği, oyun okuması ve takımı oynatmadaki becerisi üst düzey olan bir oyun kurucunun yerine Ender Aslan da ısrar etmesi.
*Hüseyin’den vazgeçtik Ömer Aşık sakatlanana kadar 2010 da takımın belki de bel kemiklerinden birisi olacak olan Oğuz Savaş’ın şampiyona kadrolarına girememesi ama Fatih Solak’ın dünya kupası oynaması.
Bunlar ve benzeri tercihleri ile Tanjevic her zaman tartışılacak gibi görünüyor.
_Fenerbahçe Ülker Euro Leage de Galibiyet Alabilecek mi?_
Bu aralar forumlarda Fenerbahçe taraftarlarının dilinde Euro Leage de acaba galibiyet alabilecek miyiz sorusu hâkim. Genel olarak yapılan eleştiriler yine Koç Tanjevic’in tercihlerine yönelik. Vidmar ve Emir’in yanı sıra Marques Green’in yerine başka oyuncular tercih edilmiş olsaydı şimdi takımımız Euro Leage’in devlerinin korkulu rüyası olurdu yorumları yapılıyor. (Hemen herkes Vidmar’ın yerine Lavrinovic, Emir’in yerine İbrahim Kutluay ve Green’in yerine Solomon hayalleri kuruyor. Bence kesinlikle haklılar.)
Gerçekten de takımın genel görünüşüne baktığımızda CSKA Moskova ve Siena gibi dev ekiplere karşı içeride dışarıda pek şansı yok gibi görünüyor. Geriye kalan Cibona Zagreb ise kendi evinde tam bir kral olduğu için geriye sadece İstanbul da oynanacak olan Cibona maçı kalıyor.
Fenerbahçe Ülker özellikle evinde oynayacağı maçlara var gücü ile asılması gerekiyor. Gricek’in sahaya tam olarak ağırlığını koyması ve skor gücünü arttırması Fenerbahçe Ülker’in guruptan çıkma şansını önemli ölçüde etkileyecektir.
Son olarak Lofton’un bu performansını uzun zamandır göremiyorduk. Lofton bu maç ile: Harun Erdenay’ın Panionios’e attığı 44 sayı, Henry Turner’ın önce Avrupa da sonra ligde üst üste attığı 46 ve 42 sayılık performansları, Ufuk Sarıca’nın Teamsystem Bologna’ya attığı 34 sayı, Hüsnü Çakırgil’in rakipten bile fazla sayı attığı Avrupa maçı (Ask Riga 41, Hüsnü Çakırgil 42 atmıştı) ve İbrahim Kutluay’ın sayısız performansının yanında Hırvatistan’a attığı 50 sayılık performansı gibi unutulmazlar arasına girdi.

İLKER KESER/basketci14@gmail.com

This entry was posted on 8 Şubat 2009 Pazar at 13:51 . You can follow any responses to this entry through the comments feed .

0 yorum

Yorum Gönder

Related Posts with Thumbnails