BEKO ALL-STAR  

Posted by basketçi


Ligimizin yerli ve yabancı oyuncularını karşı karşıya getiren organizasyonu büyük bir zevkle izledik. Artık klişe olduğu ve mucizeler olmadıkça klişe olarak kalacak olan sonuçla yabancılar şov maçını kazanmayı bildiler. All Star organizasyonunun bir an önce kabuk değiştirmesi gerekiyor. All Star maçının oyuncu seçimini konusunda değişiklikler yapılmalı.
Aslında Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Ülkemizde yapılan All Star maçlarının ilkleri Asya-Avrupa maçı olarak oynanmıştı, Fast Break dergisinde verilen oyuncu seçimlerini büyük bir iştahla doldurup yollamıştım. İlla Avrupanın diğer ülkeleri gibi yerli ve yabancı karması yapmak zorunda mıyız? Hele İtalya eskiden yerli oyuncularına milli takım forması giydiriyordu, komedi gibi, sanki milli takımları hazırlık maçı yapıyormuş gibi oluyordu.
Asya-Avrupa maçı her zaman denk gelmez oyuncular arada bir; bir yerde birikebilir diyorsanız ki malum Avrupa’dan sadece İstanbul takımları var ve o takımların sadece bir kısmı Avrupa yakasında.
O zaman size haklı olabilirsiniz derim ama yinede bu yöntemden çok daha iyi olduğunu düşünüyorum Bir diğer fikrim ise takımların Avrupa Karması ile Dünya Karması olarak adlandırılması olabilir. Her iki takımın başına da ‘’TBL’’ markamızı ekleriz olur biter. Avrupa karmasında yerli oyuncularımızla birlikte yaşlı kıtanın diğer üyeleri Avrupa Karmasında forma giyerken; Avustralyalılar, Yeni Zelandalılar, Amerikalılar, Afrikalılar vs. Dünya Karmasında mücadele ederler. Maksat ilgiyi ve seyirciyi arttırmak ise bir an önce bu tercihlerden birisi yapılmalı, yoksa her ne kadar bu bir şov olsa da hep yenilmek hoşuma gitmiyor. Gelecek sene yerli oyuncular daha da ezilir ve ıslıklanırsa ne yapacağız?

Smaç yarışması geçen seneye oranla çok sönük kaldı, yarışmayı kazanan Banvit’li oyuncu Jason Forte’yi belki gelecek ay bile kimse hatırlayamayacak. Oysa geçen seneki yarışmada White’ın yaptığı smaçlar hafızamıza derin bir iz kazımıştı.
Şut yarışmasını kazanan Tofaş orijinli Beşiktaş Cola Turca’lı oyuncusu Ömer Ünver yarışmayı kazanmasının yanı sıra herhalde bir de rekor kırdı;3 sayı yarışmasında en fazla şut deneme rekoru  Ömer’in en büyük avantajı; şutunu elinden çabuk çıkarmasının yanında boyunun uzunluğu ve sıçramadan atması. Bütün bunlar bir araya gelince üst üste ikinci şampiyonluk da kaçınılmaz oldu.
Gelelim maça, yabancı karması geçen yıla oranla oldukça zayıftı. Türk oyuncularımız oldukça iyi mücadele ettiler ama sonunda güçlü olan taraf kazanmayı bildi. Türk oyuncularımız içerisinde göze batan isimler; Lütfi Arıboğan ile birlikte Adana’dan çıkan en büyük basketbolcu olan Haluk Yıldırım, Hüseyin Beşok ve Cevher Özer idi. Yerli oyuncular maç boyu çok fazla top kaybı yaptılar. Serkan Erdoğan biraz daha iyi oynayabilseydi maçı dahi alabilirdik. Ender Aslan ve çok beğendiğim Hakan Köseoğlu etkisiz eleman gibiydiler.
Organizasyon da verilen ödüllerin de oldukça tatminkar ve sponsor Beko’ya yakışır olduğunu belirtmek lazım. Traktör Traylor maçın sonunda MVP ödülünü hakkı ile kazanmayı bildi.


İLKERKESER/basketci14@gmail.com

MEHMET ‘’OKUR’’; AMA İYİDE YAZAR  

Posted by basketçi


Mehmet Okur ülke basketbolumuzun yetiştirdiği en büyük basketbolculardan biri belki de en iyisi, en azından kâğıt üzerine bakınca kariyeri bunu bize açıkça dillendiriyor. Oyunu okuma yeteneği çok üst düzeylere ulaşan, All Star olan NBA şampiyonu olan ama milli takımda Semih Erden sıfatına girmesi beklenen efsane basketbolcumuz; İndiana Pacers maçında Utah Jazz tarihinin en çok sayı+ribaunt toplamını bulan pivot’u oldu. Üstelik Utah Jazz tarihinde bunu başarabilmiş iki oyuncudan biri. Diğer oyuncu tabiî ki ‘’Postacı’dan’’ başkası değil, Mehmet Okur herhalde Yugoslav, İtalyan, Yunan vatandaşı falan olsaydı ulusal takımın tüm oyuncuları onun etrafında kurulurdu ve ülkesinde kahraman ilan edilir hatta heykeli bile dikilirdi.
NBA de üzerinden setler oynanan, 26 sayı ortalaması olan bir oyuncuyu biz milli takımımıza alıyoruz ve üzerinden tek bir set dahi oynatmadan hatta potaya sırtı dönük rakibi ile birebir bırakıp tek bir pozisyon dahi hazırlamadan Okur’dan verim almaya çalışıyoruz. Herhalde dünya basketbolundaki rakiplerimiz bu anlayışa şapka çıkartıyorlardır. Milli takım koçumuz yıldızlara inanmadığını ve kişiye özel sistem hazırlayamayacaklarını söylüyor ama Mehmet Okur her seferinde halkı tarafından Nowitzki ile kıyaslandığı için asla beğenilmiyor.
Mehmet Okur dururken bakıyorum, Fatih Solak ulusal takımımızın pivotu olarak sahaya çıkıyor, adım gibi eminim ki Tanjeviç; Semih Erden ile oynamayı her zaman her yerde Mehmet Okur’la oynamaya tercih eder çünkü Semih Erden’i basmakalıba sokabilirsin ama Mehmet Okur çok özeldir. Mehmet Okur’la oynayabilmek için modern basketbol bilginiz en üst düzeyde olmalıdır. Özellikle sahada oyuncularına attığı fırçaları düşünün: Semih Erden’e bağırmak kolaydır çünkü onu milli takımda ilk kez siz oynatmışsınızdır ve daha gençtir ama Mehmet Okur’a bağırmak her pozisyonda onu haşlamak nerdeyse imkânsızdır.
Milli takımının elemelerdeki kadrosuna baktığımız zaman da sırtı potaya dönük oynayabilen tek bir isim dahi gözümüze çarpmıyor. En kalıplı oyuncumuz olan Oğuz dahi yüzü potaya dönükken etkili olan bir isim, hatta potadan uzaklaştıkça sayı gücü artıyor. Avrupa Şampiyonasından sonra koskoca All Star oyuncuna tek bir oyun seti hazırlamadın diye Tanjeviç’e yüklenmiştim. Böyle bir oyuncuyu pota altında bire bir bırakıp rakiple teke tek oynatacak tek bir oyun dahi hazırlamamıştı Tanjeviç, Okur; Semih gibi sıradan oyuncu statüsünde gidip gidip geliyordu. Ribaunt alırsa dönüp oynuyordu, Mehmet Okur’un skor da etkisizliğini gören seyirciler:
Dirk Nowitzki her maç harikalar yaratıyor bizimkiler sayı dahi atamıyorlar diye dev oyuncuya yükleniyorlardı. Ahali ne bilsin Alman milli takımının her hücumu Nowitzki üzerinden yaptığını ama bizim milli takımda yıldız oyuncu diye bir ayrımın olmadığını ve Okur’un üzerinden oynanan tek bir setin dahi bulunmadığını nerden bilsinler.
Mehmet Okur bütün bu olumsuzluklardan etkilenerek ortaya sakatlık balonu uçurup milli takım formasını terletmekten kaçındı bu yaz. 2009 Avrupa Şampiyonasında forma giymesi hem onun hem de ülkemizin yararına olacaktır.
Fatih Solak, Semih Erden, Ermal Kurtoğlu, Kerem Gönlüm, Oğuz Savaş, Kaya Peker gibi isimler çok değerli oyuncular ve mücadeleye dayalı oyunu asla bırakmayan hep ribaunt kovalayan dahası kariyerleri boyunca az süreler almaya ve süre paylaşmaya alışmış oyuncular ile her zaman dünya altıncılıkları alabiliriz elemelerde ortalığı silip süpürebiliriz ama asla şampiyon olamayız. Şampiyonluk büyük oyuncular ile kazanılır, evet bu isimler olmadan ve hâlihazırda sergiledikleri performanslarını sergilemezlerse şampiyonluk yine kazanılamaz ama Mehmet Okur gibi fark yaratan oyuncular olmaz ise madalya sadece hayal olur.
Mehmet Okur’u milli takım forması altında da; 40 dakika süre alıp 43 sayı atmasını, 9 ribaunt almasını canı yürekten istiyorum. Eğer yeterli fırsat tanınırsa bunu yapabileceğini düşünüyorum. 2009 Avrupa Şampiyonasında Hidayet Türkoğlu ile birlikte bizi şampiyonluğa götüreceklerine adım gibi eminim. Yeter ki onlara yıldız gibi oynama şansı verilsin.
2009 All Star maçında umarım Memoyu ve Hedoyu karşılıklı izleme şerefinede nail oluruz.

İLKER KESER
basketci14@gmail.com

Related Posts with Thumbnails