TOPU SOLOMON’A VER VE BİTİME NE KADAR KALDIĞINI ONA BİLDİR  

Posted by basketçi

Fenerbahçe Ülker Spor her maçı aynı taktik ile oynuyor. İşte usta koç Tanjeviç’in taktiği:
Tecrübeli ve derin kadronla maçı sonuna kadar taşı, maçın sonunda ver topu Solomon’a maçı sana alsın. Bu avrupada da ligimizde de değişmeyen bir senaryo. Aslında bu taktiği kenarda oturan Nedim Karakaş dahi verebilir. Aslına bakarsanız kazandığın ve şampiyon olduğun sürece bu taktikte fena bir taktik değil. Önemli olan bu plan bozulduğu zaman neler yaptığındır.
Maç tam da Fenerbahçe Ülker’in istediği yöne doğru gidiyordu maçın bitimine 5 dakika kalasıya kadar maç kafa kafaya idi, sonrasında Solomon gereksiz bir faul yaptı ve hakemde haklı olarak düdüğünü üfledi ama Solomon düdüğe tepki gösterinde hakem yine haklı olarak bu kez teknik faul çalmak için düdüğüne sarıldı ve Solomon beşleyerek saha dışına çıktı.
İşte bu andan itibaren usta koç Tanjeviç’in iplerini eline alacağını, oyuna hükmedeceğini düşündük.
Tam da maçı nasıl bir taktik ile çevireceğini merak ederken, Fenerbahçe Ülker üçlükleri yağmur gibi potaya yağmaya başladı. Bir pas bilemedin iki pas hooop üç sayı yolladılar ama demirci ustası gibi habire potanın demirini dövdüler. Açıkcası bu taktiği bırakın Sayın Karakaş’ı Fenerbahçe minik takımından herhangi bir oyuncu dahi verebilirdi.
Maçta iki takımın koçuna kameralar zoom yaptığında Orhun Eneyi devamlı oyuncularını alkışlarken hatalarında olsun ama bir daha yapma dikkat et tarzı mimikler sergilerken gördük, Tanjeviç ise her an 37 yaşındaki oyuncusundan 19 yaşındakine Amerikalsılısından Rus kökenlisine kadar herkesi azarlarken gördük.
Orhun Ene Boris'i bir ara silah olarak kullanmaktan dahi kaçınmayıp tecrübeli oyuncusundan 3–5 dakika üst düzeyde faydalanıp ondan verim alırken Tanjeviç yaşlı Real Madrid oyuncusu 29 yaşındaki Kerem Tunçeri’nin yerine milli takıma aldığı Hakan'ı 37 yaşındaki Damir Mrsıç'in arkasında 3. oyuncu olarak sahaya adım dahi atmadığını gördük.
Orhun Ene'nin yabancı oyuncu tercihlerinin banko olduğunu ve tam verim aldığını Fenerbahçe Ülker’in yabancı oyuncularının ise kimi zaman zarar verdiğini henüz çok tecrübesiz olduğunu gördük.
Fenerbahçe Ülker Sporlular yatıp kalkıp Solomon gibi eşsiz bir oyuncuya sahip oldukları için dua etsinler Solomon olduğu sürece Fenerbahçe Ülker kolay kolay maç vermez ama olmadığı anda Fenerbahçe Ülker’in maç kazanma şansının dahi olmadığını hepimiz gördük. Aydın Örslü Efes Pilsen’in adı Peter Pilsen’e çıkmıştı belki ama onun yokluğunda final four yapamasalar bile Treviso ve Zagrep’e karşı maç kazanmayı başarabilmişler ve en azından hiç bir şekilde ezilmemişlerdi çünkü belirli bir sistem ile oynuyorlardı. Fenerbahçe Ülker’in ise tek bir sistemi var topu Solomon’a ver ve maçın bitmesine ne kadar kaldığını arada ona bildir

TÜRK TELEKOM ANKARA-EFES PİLSEN
Telekom-Efes maçı iki gece önce izlediğim Miami-New Jersey maçından çok daha zevkli idi. Hele Wade ile Jasson Williams’ın crossoverları olmasa Kidd’in pasları olmasa hiç izlenmeyecek. Efes Pilsen sadece ligde değil avrupada da maç maç dengesiz oyunlar sergiliyor bazen öyle bir oynuyor ki işte Avrupa şampiyonu diyorsun bazen de öyle bir oynuyorlar ki hemen koç dahil takımın tamamını yollamalı diyorsun. Bu tabloyu ortaya çıkartan dengesizlik ise yerli oyuncu rotasyonunun Sarkanın sakatlanması ile beraber 4’e düşmesi. Dahası hafta içi ortalama 15 dakika oynayan yerliler(Kızılderililerden bahsediyormuşum gibi oldu: P herhalde daha az Red Kit okumalıyım) hafta sonu ligde 25 dakika ortalama ile oynuyorlar. Aynı durumu tersine yabancı oyuncular içinde çevirebiliriz. Bu da takım içi dengelerin bir türlü oturmamasına neden oluyor, bırakın maç maç dengesiz oyunların ortaya çıkmasını aynı maçın için de dahi inanılmaz derecede inişler ve çıkışlar ortaya çıkıyor.
Gelelim maça; Türk Telekom Michael Wright’ı hala arıyor o sakatlanmammış olsaydı Ankara’ya bahar şimdiden gelmişti ama basketbol vahlarla oynanmıyor. El Âmin bugün oyunu almak için var gücü ile çalıştı ama bana göre bugünün Telekom açısından yıldızı Tutku idi, adam Hagi ayarında Sergen ayarında Zidane ayarında milimetrik paslar attı. Şimdi demeyin el ile atmak ayak ile atmaktan daha kolay diye, çünkü basketbolda el ile pas attığın gibi o elle atılan pası ahtapot gibi kollarla kesmende çok daha kolay. Her Telekom yazımın klişesi oldu ama Tutku gibi bir oyuncu nasıl milli takımda olmaz insanın basketbol mantığı da almıyor normal zekâsı da almıyor, bünyeside kabul etmiyor.
Bekir Yarangüme tüm basketbol oynamak isteyen oyunculara örnek olmalısı gereken bir oyuncu. Herhangi bir büyük takımın altyapısından gelmeden dişi ile tırnağı ile kazıyarak 2. ligden bugünlere geldi. Onun sitilinde bir orijinal 2 numara ülkemizde yok gibi. Onu da milli takım için düşünülmeye başlanılması lazım. Mersin de Polat Kaya Bekir tarzı oynayan bir oyuncu bir kaç maçtır dikkatimi çekiyordu ama dün oldukça beğendim sadece oyununu maçın her anında aynı konsantre ile devam ettirmeli. Üst üste 4 tane üçlük soktuktan sonra yüzünün şekli değişti. Hemen bir dip not Banvitte oynayan Yunus Çankaya da bu yolda ilerliyor.
Konuyu fazla dağıtmayalım, Efes Pilsen maçın sonunda El Amin’e çalınmayıp Scoonie Pen'e çalınan düdükler ile maçı kopartmayı bildi ama maçı almalarına esas sebep hakemler değildi, oyunun genelinde arada düşüş sergileseler de iyi bir oyun sergilediler ve maçı hak ettiler. Maçın son 30 saniyesinde Telekom da Haluk Yıldırım 7 sayı 1 top çalma ile oynaması da ayrı bir güzellikti.
Dünkü oynanan Mersin Büyükşehir Belediyesi-Beşiktaş Cola Turca maçında Mersin Büyükşehir Belediyesi başkanı Macit Özcan’ın maçın yorumcusu olan eski Çukurovalı basketbolcu İhsan Bayülgen’e plaket vermesi çok güzeldi. Ne demişler yarım elma gönül alma.





İLKER KESER
basketci14@gmail.com

This entry was posted on 4 Mart 2008 Salı at 12:54 . You can follow any responses to this entry through the comments feed .

0 yorum

Yorum Gönder

Related Posts with Thumbnails